Hep birlikte zor bir hafta geçirdik. Artık konuşmak bile istemediğim şeyler. Böyle durumlarda yüreğimi sakin bir yere dinlenmeye çekemediğimden, dışardan görüntüm habire konuşup hop oturan hop kalkan bir insan. (Asıl konuların üzerinden atlamak için herhalde) Hepimizin böyle içiyle dışını ters köşe yapan tepkileri vardır eminim. En nihayetinde hafta bitip işten kendimi sığınağa atınca, içinde küçük, sıcak insan öyküleri olan, iyilik barındıran filmler izlemek, kitaplar okumak bir nebze olsun umut tazeliyor, diyorsun ki bunu da bir insanoğlu hayal etti, senaryoyu yazdı; tüm insanlık umutsuz vaka değil.
İsmine bakıp bakıp bu da herhalde tebessüm garantili bir film diye izlemeye karar verdiğim "Edebiyat ve Patates Turtası Derneği (orijinal isim "The Guernsey Literary and Potato Peel Pie Society"), sıcak, dostluğun, arkadaşlığın, aşkın ve edebiyatın başrollerde yer aldığı bir yapım.
Yavaş yavaş tanınmaya başlayan ve öncesinde yazdığı birkaç kitabı beğeni toplayan özgür ruhlu yazar Juliet, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin işgal ettiği Manş Denizi kıyısındaki Guernsey Adası'nda yaşayan ve filmin adındaki gibi bir edebiyat derneği kuran insanlarla iletişime geçer.
Derneği ve dahası üyelerini merak eden Juliet, tası tarağı toplayıp adaya gitmeye karar verir. Ada sakinleri ve dernek üyeleriyle başta bana aşırı teklifsiz gelen bir ilişki kurmaya başlayan ve binlerce sorusuyla herkesi canından bezdiren Juliet, aslında derin bir yaraya parmak basmaktadır. Bu sebeple başlangıçta -anlaşılabileceği üzere- pek hoş karşılanmaz. Ama Juliet'in de savaş nedeniyle benzer ıstırapları vardır ve dernek üyeleriyle kısa zamanda sıkı bir bağ oluşturur. Bu bağ, hem onların hem de Juliet'in hayatını geri dönülmez biçimde değiştirecektir.
Mary Ann Shaffer ve Annie Barrows'un aynı isimli kitabından uyarlanan filmde, insani dramların yaşandığı, kötülüğün egemen olduğu, herkesin aç ve savunmasız olduğu bir ortamda dostluğun ve kitapların insanları bir araya getirme gücü ve hayatta kalma azmi yaratması konu ediliyor. Filmin bir kahramanının ağzından söylemek gerekirse,
"Hepimiz açtık, ama asıl aç olduğumuz konu: arkadaşlık, başka insanlarla birlikte olmak ve paylaşmaya açlığımızdı"