yapay zeka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yapay zeka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ocak 2021

Yapay zeka, sosyal medya, yeni gerçeklik…

Whatapp tartışmaları aldı yürüdü. Herkes kendince haklı olduğunu düşündüğü noktada konuyu anlayıp çözümlemeye çalışıyor. Uzun süredir üzerine konuşulacak bir mahremiyetimizin kalmadığını düşünenler kadar, “gizli” bilgilerinin ele geçirileceğini düşünenler de çok. Herkes çeşitli önlemler almakla meşgul. Bilgilerini Amerikalıların değil, Rusların işlemesini tercih edenler, direkt yetkililere mektup yazmak için yerli-milli bir şirketi tercih edenler vs..

Bütün bu tartışmaları pandemi ortamı içinde yürütüyoruz. Gitmek zorunda kaldığımız işlerimiz dışında çoğunlukla evdeyiz ve büyük oranda izoleyiz. Peki, son bir yılda ne olmuş dersiniz? Türkiye’de Instagram kullanıcı sayısı 6 milyon, Snapchat 2 milyon, twitter 1,6 milyon, Linkedin 1,1 milyon artmış. Yani bir yandan gizliliğimizin kalmadığına öfkelenirken bir yandan da bu girdaba gönüllü yeni kurbanlar eklemişiz. Bu yazıyı nerede yazıyorum, dıtt… bilemediniz doğru cevap Instagram J

Sosyal İkilem ismiyle Türkçe’ye çevrilen “Social Dilemma”yı izledim. Facebook, Google, Twitter, Intagram gibi sosyal medya devlerinin mutfaklarında çalışmış son derece akıllı mühendislerin, iş geliştirmecilerin “günah çıkarma” ayini gibi bir belgesel. Belgeselde şok edici bir gerçek yok, buna karşılık derli toplu dert anlatıyor. Bu akıllı insanlar, her birimizden daha fazla sosyal medyanın gerçekliğini biliyor ve fakat kendilerinin de itiraf ettiği gibi olay kontrolden çoktan çıkmış durumda.  

Bu insanların anlattığı, sosyal medya şirketlerinin bildiğimiz anlamda bilgilerimizi satmadığı ama daha kötüsünü yaptıkları yönünde. Davranışlarımızı, günlük rutinimizi, sevdiklerimizi, kaçındıklarımızı toplayıp işleyerek bir profil çıkarıyor ve bu profil artık bizi bir ürün haline getiriyor. Yani bedavaya elde ettiğimizi sandığımız sosyal medyanın ürünü haline geliyoruz.

Bir zamanlar yapay zekanın dünyayı ele geçireceğini anlatan bilimkurgu filmleri yapılırdı. Yapay zeka insanlar tarafından icat edilen, sonradan kontrolden çıkan kötü kalpli bir takım adamlardı filmlerde. Ne kadar da naifmişiz yine. Bugün geldiğimiz noktada anlıyoruz ki yapay zeka aslında bir metaformuş. Yapay zeka bizi yok edecek. Evet doğru. Ama sandığımız gibi meydan muharebesinde değil.  (büyüklerimiz ne kadar doğru söylemiş silah icat oldu mertlik bozuldu diye) Belgeseli izlerseniz, bunu manipülasyon ve propaganda yoluyla nasıl kolaylıkla yaptıkları da anlatılıyor. Günlük hayatta herhangi bir basit konuda bile artık çok net cephelere ayrılabildiğimizi ve kendi bulunduğumuz cepheyi hunharca savunduğumuzu gözünüzün önüne getirin. Sıcak bir örnek aşı konusunda yaşanıyor. Aşı karşıtları ve savunucuları gerçekten de çok farklı insanlar mı sizce?

“Gerçek çok sıkıcı. Yalan bilgiler, gerçek bilgilerden daha fazla şirketlere para kazandırdığı için böyle bir evren yarattık” Belgeselde aktarılan bilgilere göre, Twitter’da yalan haberler doğru haberlere göre 6 kat hızlı yayılıyor. Sahtesi gerçeğinde 6 kat avantajlıysa dünya ne hale gelir. Yalan yanlış kaynağı belirsiz haberler o kadar hızla yayılıyor ki, neyin doğru neyin yanlış olduğunu artık bilemeyecek hale geliyoruz ve işte yeni gerçeklik böyle kuruluyor. Covid sürecinde sıkça yaşandı bu durum. Kaynağı belirsiz bir sürü “haberimsi” saçıldı ortalığa. Karmaşada inanacak bir şey bulmak zor oluyor, sonuçta tümden reddetmek daha kolay geliyor hatta bazen insana.

Bütün bunların içinden nasıl çıkılacağına dair bir fikrim yok. Zaten böyle bir donanımım da yok. Sadece sonuçlarını görüyorum. Teknik etiği üzerine odaklanan "Center for Humane Technology"nin eş kurucusu ve başkanı, daha önce Google'da çalışan Tristan Harris’e göre, “neyin sorun olduğu konusunda hemfikir olmazsak mahvoluruz”