polisiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
polisiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

03 Ekim 2020

Fener Balığı - Nuray Atacık


Nuray Atacık çok yenilerde duyduğum ve ilk kez okuduğum bir yazar. Kitabı okurken, "sanki bunu bir erkek yazmış" hissiyatına kapıldım. Bunu olumsuz anlamda söylemiyorum, mekanın cinayet büro, ortamın ve jargonun erkek egemen olmasından kaynaklanıyor tabii bu. 

Polisiye kitaplardan ipucu vermeden bahsetmek zor oluyor. Fener Balığı için de bu kural geçerli tabi. Ama kitabın merkezine Cinayet Büro'nun, Murat Amir ve ekibinin oturduğunu söylemek mümkün. Ekibindekilerden kısaca bahsedersek: delişmen, yakışıklı, kadınlara fazlasıyla ilgili genç Halil, alaylı, biraz eski kafalı polis Ahmet ve ekibin atom karıncası akıllı mı akıllı Esin. Esin bu kadar erkek polis içinde parlıyor adeta.

Konuya gelince... 

Genç kızların sevgilisi, genç, yakışıklı ama biraz hoppa Boğaziçi Üniversitesi son sınıf öğrencisi torbacı Sercan'ın başının belaya girmesiyle hayatımıza giriverir karizmatik, kadın düşkünü, hırslı Barlas. Peşinden de güzel fakat kompleksi eşi Gaye, Barlas'ın asla vazgeçemediği sevgilisi Meltem... Onlar bir yanda hırslarıyla,varolma savaşıyla birbirleriyle didişirken, biz müritleriyle, abileriyle İstanbul'un ortasında bir tarikatın içinde buluruz kendimizi. Bu birbirleriyle asla yan yana gelmeyecek dünyaları ve insanları ise ancak bir cinayet buluşturur. 

Fener Balığı keyifli bir okuma sağladı. Yazarın ikinci kitabı Bukalemun'u da listeye ekledim böyle olunca. 

Kitabı bitirince bile isminin neden Fener Balığı olduğunu bir türlü çözemedim. Oldukça çirkin, koca ağızlı bu balıkla denizin dibini bulan karakter arasında bir bağ da kuramadım. Çözen, bilen varsa haber etsin...  

23 Eylül 2020

Feneryolu Cinayetleri - Gencoy Sümer


Uzun süredir ara verdiğim polisiyeye dönmenin şerefine kitap kapağına içerikle ilişkili süsleme yaptım. Müessese hiçbir çabadan, emekten kaçınmıyor görüldüğü gibi :)

Çok iyi geldi polisiye, bir süre böyle gidebilirim diye düşünüyorum. Hoş, hayatımız olmuş olay yeri ama çivi çiviyi söküyor mu ne, iyi geliyor sonuçta. 

Feneryolu Cinayetleri, kapalı oda polisiyesinden az köşk bahçesine kadar açılmış, çok hoş, klasik polisiye özellikleri taşıyan bir kitap. Konusuna gelince...

Güzeller güzeli sinema oyuncusu Piraye Biricik'in intiharının üzerinden 13 yıl geçtikten sonra özel dedektifimiz Kerim Ülkü'ye yazılan bir mektup dosyanın tekrar açılmasına neden olur. Üzerinden uzun yıllar geçse de Piraye Biricik olayı, o günleri yaşayanların hafızalarından silinebilecek gibi değildir zaten. 

Özel dedektifimiz Kerim Ülkü'ye eşlik eden Dr. Watson yardımcı rolündeki Faruk Arman, Piraye'nin sır intiharını marifetle çözmeye uğraşırken, son dakikaya kadar bize ipucu vermeyerek sağ olsunlar heyecanımızı da diri tutmayı başarıyorlar. 

06 Temmuz 2020

Kadın kahramanlar anlaşılmak istiyor


Kovid salgınına kadar dizi izleyen biri olmadım. O bitmek tükenmek bilmeyen sezonlar gözümü korkuttu sanırım. Salgınla birlikte eve gönderilince, konsantrasyon da minimuma düşünce, başladım dizi izlemeye… İlk önce mini mini–unortodoks, dead to me vs.- sonrasında kapsamı daha genişleterek.

Kadın kahramanlı kitaplar, filmler hoşuma gidiyor. Dizilerde de bu kural değişmedi. Agatha Christie’nin geçkin ama merakından hiçbir şey yitirmemiş kasaba gizem çözücü teyzesi Miss Marple’dan bu yana zaten hastasıyım kadın dedektiflerin. Marcella da belki bu yüzden ilgimi çekti. Standart bir güzel olmaması ve tipik mükemmel başkahramandan uzak oluşu da cazibeli ayrıca.


Marcella: Başrolünde Anna Friel'in yer aldığı dizi

Geçmiş defterleri kapat(a)madığı için ruh hali sürekli gelgitler içinde çalkalanan bu güzel, delibozuk dedektifin maceralarını izlerken, etrafındaki alt notaları odunsu heriflerin hiçbirinin Marcella’yı anlamadığını düşündüm. Atlatmanın çok zor olduğu bir konuyla boğuşurken, bu güzelim kadın kahramanın ne kadar yalnız ve anlaşılmak istediğini düşündüm sık sık.


Marcella’yı izlerken bir yandan da Kıymetli Şeylerin Tanzimi’ni okudum. Bu çok karakterli naif kitabın kadın kahramanlarından biri olan Gülemdam adeta bütün kadın kahramanların sesi olmuş gibi geldi bana:

Gülendam ne istiyor?

Gülendam sevilmek, beğenilmek, anlaşılmak, hoş görülmek, şımartılmak hoşa gitmek , ne yapsa yine sonunda vazgeçilmemek, kıymet görmek kendini güvende hissetmek istiyor.