İş zamanı arzu edilen uyku, bayram sabahı kaçar. Kaçınca da uzun süredir izlenmeyi bekleyen Amadeus izlenir.
Müzik tarihinin en büyük dehalarından biri olan Mozart'ın hayatını konu edinen film, 18. yüzyıl Viyanası'nda beyaz perukluların, korsajlı elbiseli kadınların, aşırılıkların arasında bizi opera, müzik, sanat dolu bir atmosfere götürüyor.
Filmde, deha Mozart'ın günlük yaşamındaki tutarsız karakterine, savruk yaşam tarzına, zaman zaman otorite ile alaya varan ilişkisine odaklanıyoruz. Rakibi Saray Müzisyeni Antonio Salieri'nin kıskançlıkla ördüğü tuzaklara rağmen Mozart eserlerini üretmeye devam eder. Zaman zaman imparatorun öfkesine ve sansürüne de uğrayan eserleri, hak ettikleri takdiri görmese ve Mozart'ı umutsuzluğa ve ekonomik iflasa sürüklese de Salieri başta olmak üzere birçokları onun dehasının farkındadır.
Hem kulağa hem göze hitap eden, oldukça coşkulu Amadeus, film olarak tam not verilecek bir yapıt, ancak sanat eserleri belgesel nitelikte değiller. (Tarihi diziler, filmler üzerinden öğrenmek isteyenler için büyük bir handikap :) Amadeus, kurgusuyla çok başarılı bir yere otursa da unutmayalım gerçek bir Mozart portresi sunmaktan oldukça uzak bir yapıt.
Mozart gerçekte çok küçük yaşlarda ortaya çıkan dehasıyla Avrupa'nın klasik müzik anlamında en büyük eserlerinin üretildiği başta İtalya olmak üzere birçok ülkesini dolaşmış, birbirinden ünlü sanat adamları eserlerini dinlemiş, onlarla çalışmış, dehasının üzerine disiplinli çalışmasını da koyarak eserlerini kılı kırk yararak emek emek üreten bir besteciydi. Yaşamındaki mali sıkıntıları da anlatıldığı kadar derin ve uzun soluklu yaşamadı. Mozart'ın hayatında Saray Müzisyeni Salieri ile yaşadığı rekabet varsa bile çok büyük önem taşımadı.Filmin yapımcılarının da ifade ettiği gibi, filmin senaryosuna ilham veren asıl hikayenin Habil ile Kabil çekişmesi olduğunu da not düşelim.
Fragmanı burda: https://youtu.be/r7kWQj9FCGY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder