08 Temmuz 2020

Fargo



İnsanın fiziki varlığının ötesinde bitmeyen bir kendini ifade çabası, kendini ifade etme çabası içinde kendine yolculukta yol alanlar, alamayanlar… Bana göre insanın yapıp ettiklerinin, başardıklarının, başaramadıklarının neredeyse tamamı bundan ibaret. İç yolculukta ilerleyip henüz ifade aşamasına gelmemekle birlikte benim yoluma denk düşenlerle buluşmak da hayatı anlamlandırma vesilesi. Sevdiğim filmleri, kitapları yeniden okumayı bundan seviyorum. Yenileri içinse anahtar kelime: merak J ve onların bir kısmı da bu yolculuğa dahil oluyor sonrasında.


Coen kardeşlerin karanlık, vahşi suç dramaları içinde en çok sevdiğim Fargo olabilir. Gerek yarattığı beyaz, kristalize, sağır oda görünümlü atmosfer, gerek müziği düş gücümü her seferinde uyarıyor. “Kimseye zararı olmayacak” küçük hesaplar peşindeki vasat insanın planlarının, “ya bir şeyler ters giderse o zaman ne olur” fikriyle çarpışmasıyla ortaya çıkan filmin bitmeyen ince gerilimi, buna karşılık alttan alta akan muzipliği beni mest ediyor.



1996 yapımı film ABD’nin Kanada sınırındaki Dakota Eyaleti’nin en büyük şehri Fargo’da geçiyor. Fargo aklımda o kadar kar kışla özdeşleşmiş ki, şehrin internet sitesine girip bakınca aslında yaz mevsimi de yaşandığını görüp şaşırdım J  Ha unutmadan müzikler Carter Burwell’ınmış, enfes değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder