Valeria Luiselli ilk kez tanıştığım bir yazar. Kayıp Çocuk Arşivi'ni de düşüncelerine önem verdiğim birkaç kişinin paylaşımlarında gördüm ve okumaya karar verdim.
New York'tan başlayıp Meksika'da son bulan bu sarsıcı yol hikayesi, kaldıramadığım acı gerçeklerden birine işaret ettiği için okuması hayli zahmetli oldu. Kitabın neredeyse dörtte üçü -yazarın tercihi üzerine- gevşek, inişleri çıkışları olmayan bir tempoda ilerledi, meğer bu bizi bir şeylere hazırlamak içinmiş ve pek gerekliymiş.
New York'da
işitsel peyzaj projesinde çalışan ve eskiden gazeteci olan bir kadın,
akustemoloji uzmanı bir adam. Kitap boyunca isimleri hiç öğrenemiyoruz. Onlar
adam ve kadın, anne ve baba. Kadının 5 yaşında bir kızı var, adamın da 10
yaşında bir oğlu. Proje ile New York'da konuşulan dillerin ses haritası
çıkarılmak isteniyor. Projenin kendi dışında oldukça sıradan bir kadın ve adam
hikayesi buraya kadar.
Kadının
kökleri Meksika'ya dayanıyor. Meksika bizim için önemli bir ülke çünkü
Amerika'ya Meksika, El Salvador, Guetemala, Honduras'tan gibi birçok Orta
Amerika ülkesinden her yıl yüzlerce çocuk geliyor. Meksika'dan gelen çocuklar
-tuhaf bir yasanın kurbanı olarak- hemen sınır dışı edilirken, diğer Orta Amerika ülkelerinden gelen çocukların
sınırdışı edilmeleri için mahkemeye çıkmaları gerekiyor, eğer ülkelerinde kötü
muameleye, ırk, din, dil ayrımına maruz kaldıklarını ispatlarlarsa kalabiliyorlar.
Bu çocuklar yanlarında bir yetişkin olmadan, yiyecekleri yemek, içecekleri su
olmadan binlerce kilometrelik yolları, çölleri aşarak Amerika'ya ulaşmaya
çalışıyorlar. Ülkelerindeki suç, şiddet ortamı ve yoksulluktan kaçan çocukların
pek çoğu başarılı olamıyor, kayıp çocuklar haline geliyorlar. Uzun yıllara
yayılan bu dramda aileler dağılıyor, çocuklar hayatta kalsa bile belirsiz bir
geleceğe doğru adım atıyor.
Bütün
bunları okumak yeterince sarsıcı değilmiş gibi, yazarın anlatıcı olan kadından
sözü 10 yaşındaki oğlana vermesiyle bir kez daha sert bir yumruk yiyoruz.
Kitap
boyunca bana eşlik eden duygu ise şu oldu: Karakterler üzerinden anlatılan bu
hikayenin niceleri her gün yaşanıyor. Ve evet bunlar gerçeğe çok yakın
kurgular. Okuması gerçekten zahmetli bu kitabı tavsiye ederken kaldıramadığımız
gerçekler konusunda uyarıyorum: hazır değilseniz sarsabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder